- Haberler
- Siyaset
- AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler'den 'tehlikeli gruplar' çıkışı: Yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu kullanımı artıyor!
AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler'den 'tehlikeli gruplar' çıkışı: Yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu kullanımı artıyor!
AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler'den dikkat çeken zorbalık çıkışı. Böhürler, ülke genelinde yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu kullanımının arttığını dile getirdi. Böhürler, 'Okullar ilk risk işaretlerinin görüldüğü yerler' uyarısında da bulundu. Detaylar Kayseri Olay'da.
AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) konuştu. Meclis’te ‘Geleceğimizi ilgilendiren, çocuklarımızı ilgilendiren kritik bir konuyu ele almak istiyorum’ diyen Böhürler, ‘Okullarda akran zorbalığı ve bunun zamanla çocuk suçluluğuna dönüşmesinin sonuçları dikkatle üzerinde eğilmemiz gereken bir durum olarak öne çıkıyor. Bu sorun sadece bizde değil, küresel bir eğitim ve güvenlik sorunu olarak ele alınıyor, özellikle dijital oyunlar ve sosyal medya platformlarının kontrol edilemez bir güce erişmesi sonucunda, bu sorunu OECD ve UNICEF verileri neredeyse dünyadaki öğrencilerin beşte 1'inin düzenli zorbalığa maruz kalması şeklinde izah ediyor. Zorbalığın çocuklar üzerindeki etkisi yalnız kısa süreli psikolojik yaralarla sınırlı değil; yapılan araştırmalar uzun süreli zorbalığa maruz kalan çocukların ilerleyen yaşlarda suç işleme, şiddet davranışları sergileme ve radikal gruplara katılma, yalnız radikalleşme denilen bir olguyu beraberinde getirdiğini ortaya koyuyor. Özellikle dijital dünyada dışlanan, öfkeli, kimlik arayışında olan gençler, kendilerine aidiyet sunan tehlikeli grupların hedefi hâline geliyor. Yine, yapılan araştırmalar, sayıları azımsanmayacak derecede çocuğun akran zorbalığına maruz kaldığını gösteriyor. Özellikle fiziksel ya da sözel, dijital dünyada çocuklarımız büyük risk altında. Ortaokul ve lise çağındaki öğrenciler arasında siber zorbalık oranı dikkat çekici derecede yüksek. Çağın getirdiği teknolojiler bu oranı giderek daha da artırıyor’ dedi.
‘Okullar ilk risk işaretlerinin görüldüğü yerler’
Suç türleri incelendiğinde en yaygın olanlarının yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu kullanımı olduğunun ortaya çıktığını belirten Böhürler, çocukların suça yönelmesinde üç temel risk alanının olduğunu belirtti. Böhürler, ‘Aile içi şiddet ve ilgisizlik, okulda maruz kalınan dışlanma ve zorbalık ve çevredeki suça teşvik eden çete yapılanmaları. Ne yazık ki geçtiğimiz aylarda yaşanan Ahmet Minguzzi cinayeti de bize bu işin tehlikeli boyutlarını ortaya koyuyor. Çocuk suçluluğunu önlemenin yolu erken müdahaleden geçiyor. Suça dönüşmeden önce ilk risk işaretlerinin görüldüğü yer olan okullarda zorbalıkla mücadeleyi güçlendirmek çok önemli. Bu arada, aile içi iletişimde şiddetsiz iletişim kampanyalarına hepimiz destek vermek ve yapmak zorundayız. Meclisimizin Akran Zorbalığı Alt Komisyonu, okullarda akran zorbalığının tespitine ilişkin önemli bir öneri geliştirdi. Öğrenci formatörlüğü sistemi. Bu modelde öğretmenler özel bir eğitim alarak okullarda zorbalığı önleyici çalışmalar yürütecek, öğrenciler arası iletişim güçlenecek. Aslında bu öğrenci formatörlüğü sistemi desteklenerek uygulamaya geçmek zorunda. Bir diğeri de Millî Eğitim Bakanlığımız, 2023-2024 yılında şiddet ve zorbalığı önleme programları çerçevesinde 6 milyon öğrenciye, 400 bin veliye ulaşmış durumda. Bu anlamda, bir başka görev düşen, sorumluluk düşen kurum da RTÜK. Medya içi içeriklerin çocuklara model oluşturacak, şiddeti normalleştiren yayınlardan arındırılması gerekiyor. Bir diğer yandan da suça sürüklenen çocuklara yönelik cezai düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerekli. Meclis gündemimizde olan on birinci yargı paketinde çocukların suç işlemesine yönelik caydırıcı ve ıslah edici tedbir önerilerinin yer almasının bu anlamda çok önemli olduğunu söylemek istiyorum ancak unutmayalım ki cezalandırmak tek başına çözüm değil. Bizim hedefimiz, çocukları suça iten yolları ortadan kaldırmak, bunun için ailelere de okula da yerel yönetimlere de medyaya da büyük sorumluluk düşüyor. Dijital dünyada kimlerle vakit geçirdikleri, hangi içeriklere maruz kaldıkları titizlikle incelenmeli ve çocuklarımıza güvenli çevrim içi alanlar sağlanmalı, medyada ve sosyal medyada özendirici, teşvik edici paylaşımlara karşı tetikte olmalıyız. Ne medya ne de sosyal medya çocuklarımızın geleceğinin çalındığı yerler olmamalı. Şiddete, bağımlılığa, yönlendirici, özendirici paylaşımlara yönelik kim olursa olsun gereği yapılmalıdır. Her bir çocuğumuzun güvenli ve sevgi dolu bir ortamda büyümeye hakkı var. Akran zorbalığına karşı mücadele sadece bir eğitim politikası değil, aynı zamanda çocuk suçluluğunu önlemenin de en etkili yolu. Gelin hep birlikte bu döngüyü kırmak için güçlü adımlar atalım. Çünkü geleceğimiz olan çocuklarımız için atacağımız her adım daha adil, daha güvenli bir toplumun temellerini atacaktır.